Balkanlar benim ilk göz ağrım.
Şehir de aşırı bir hüzün var, duvarlarda kurşun izleri dış cepheler yenilenmemiş (bilerek).
Bu acıyı nesiller boyu unutmamak için.
Mostar ise Osmanlı kokuyor tabi Sarajevo eski çarşı da aynı
şekilde.
Boşnakça bana aşırı zor ve farklı geldi sürekli j - ş - c- h hep aynı kelimeler söyleniyormuş gibi geliyor özellikle hızlı konuşuluyorsa :)
Türkleri seviyorlar. Tabi Boşnak halkı.
Federasyon olduğu için ülke de Sırp ve Hırvat kökenli bir çok kişi var.
Savaşların üzerinden uzun süre geçtikten sonra ne kadar anlamsız şeyler için binlerce milyonlarca kişiyi kaybetmenin hüznüyle baş başa kalıyoruz.
Yanlış politik kararlar bir çok aileyi darmaduman etmiş oluyor.
Yani ben bir Türk ailede doğmak yerine Brezilyalı bir ailede de dünyaya gelebilirdim, ırk düşmanlık için aşırı anlamsız bir nokta.
Yemek olarak voooov dedirten bir şey yok bence yada benim yaşadığım yerde boşnak mahallesi olduğu için sık sık boşnak böreği mantısı yediğimden alışılmış tadlar olması da böyle dedirtiyor olabilir.
Saraybosna'dan yola çıktık -> Mostara gitmek için ortalama 2-2buçuk saat sürüyor özel araç ile tabi biz Koniçe de durup köfte yedik.
(Koniçe- Köprünün başında Köfteciden Çekilmiş bir fotoğraf )
Bosna tarafından (Sarayabosna tarafı ) Hersek tarafına geçerken uzun bir tünel var ve tünelin sonundaki görüntü bizi şok etti.
Tünelin Bosna Tarafı:)
Tünelin Hersek Tarafı :)
Manevi olarak ve doğasıyla ben gerçekten etkileyen bir yerden bahsetmek istiyorum
" ALPERENLER TEKKESİ "
Türbe (Sarı Saltuk ve Şeyh Açıkbaş), ibadet odaları, misafirhane, mutfak,hamamlık,iç avlu ve abdesthane bölümlerinden oluşmaktadır.
